2022 yılı sigorta sektörü için geçiş yılı olacak

Swiss Re, yayınlamış olduğu Sigma raporunda 2022 yılını sigorta sektörü için artan enflasyon ve yükselen faiz oranlarıyla bir geçiş yılı olarak tanımlıyor.

2022 yılı, enflasyon artışı ve yükselen faiz oranları ile sigorta sektörü için bir geçiş yılı olacak. Özellikle P&C sigortacıları için daha yüksek talepler yoluyla enflasyonist baskılar hissedilecek. Bu nedenle, 2022’de P&C sigortaları kârlılığına karşı rüzgârlar ve 2023’te daha fazla faiz sıkılaştırma tepkilerinin kuyruk rüzgârları görülüyor. Artan faiz oranları, tüm sektör için olumlu bir beklenti taşıyor. Dalgalı finansal piyasaların 2022’de muhasebe kayıpları yaratması beklense de, muhtemelen yatırım sonuçlarına fayda sağlayacak. Ayrıca, bu yıl hem hayat hem de hayat dışı sigortalara olan talebin düşmesine neden olan enflasyon ve yavaşlayan ekonomiler görülüyor.

BASKIN ETKİ HASAR

Daha yüksek enflasyon, sigorta şirketleri için özellikle de P&C sigortasında birçok zorluk yaratıyor. P&C sigortacıları, etkiyi öncelikli olarak her ikisi de enflasyonla bağlantılı iki yoldan hissedecek. Birincisi, Rusya-Ukrayna hattında yaşananlar COVID-19 sonrası enflasyon şokunu şiddetlendiriyor ve bu da sigortacıların kârlılığını aşındıracak hasarların ciddiyetinde bir artışa neden olacak. İkincisi ise enflasyonun etkisi, yatırım gelirlerini olumlu yönde etkileyecek ikinci bir kanal olan artan faiz oranlarıyla işleyecek. Swiss Re, enflasyona bağlı yüksek faiz oranlarından elde edilecek yatırım getirilerindeki herhangi bir kazancın, yüksek talepleri dengelemek için yeterli olmayacağına ve kârlılık üzerindeki genel etkinin olumsuz olacağına inanıyor. Bilançolara bakıldığında ise varlıkların ve yükümlülüklerin süreleri arasındaki uyumsuzluk, bilançonun zaman içinde değişen faiz oranlarına ve enflasyona senkronize olmayan bir şekilde maruz kalmasına yol açabileceğinden, P&C sigortacılarının bilançoları üzerinde belirsiz etkiler söz konusu olabilir. Sonuç olarak P&C sigortacıları üzerinde baskın etki, hasar olacak.

HASARLARIN CİDDİYETİ ARTACAK

Rusya-Ukrayna hattında yaşananların dolaylı etkisi, öncelikle hasarların ciddiyetini artıran ek enflasyonist baskı yoluyla hissedilecek. Yüksek enerji fiyatlarından kaynaklanan baskının yanı sıra halihazırda kesintiye uğramış tedarik zincirleri üzerindeki ek etkilerin, mülkiyet ve motor sigortası gibi hemen etkilenen kollarda hasar enflasyonunu yoğunlaştırması bekleniyor. Araba parçaları ve onarımlarındaki ortalamanın üzerinde enflasyon şokları, motor hasarlarında bir artışa neden olacak ve bu en büyük iş kolu için kârlılık üzerinde baskı oluşturacak. Özellikle yüksek inşaat ve otomobil parçası maliyetleri ile karakterize edilen mevcut enflasyon şokunda, kısa vadede en fazla P&C sigortası hasarlarının etkilenmesi bekleniyor.

Otomobil ve parça fiyatları şu anda çoğu gelişmiş ekonomide TÜFE enflasyonundan daha yüksek bir seyir izliyor ve bunun ana nedeni COVID-19 karantinalarından kaynaklanan tedarik zinciri kıtlığı. Aynı şekilde araba tamir maliyetleri de yüksek ücret artışı nedeniyle ortalamanın üzerinde enflasyon yaşıyor. TÜFE enflasyonundan daha hızlı büyüyen oranlarda inşaat fiyatları ise, özellikle mülk hasarları üzerinde yüksek baskı oluşturuyor. Mevcut enflasyonist şokun temelde arz kıtlığından kaynaklandığı belirtilen raporda, bunun geçici olarak görüldüğü ve önümüzdeki iki yıl içinde fiyat artışlarının ABD TÜFE seviyesine dönmesinin beklendiği aktarılıyor. Uzun vadede, daha uzun kuyruklu P&C branşları, yüksek enflasyona en çok maruz kalanlar olacak.

ENFLASYON REEL PRİM BÜYÜMESİNİ BASTIRACAK

P&C sektörü COVID-19 pandemisinden dirençli çıkmış olsa da, artan enflasyon tüm segmentte reel prim büyümesini bastıracak. Swiss Re, 2022’de %7,1’lik güçlü nominal küresel P&C prim büyümesi öngörüyor ancak bunun kalıcı ve hatta daha yüksek enflasyon tarafından çok büyük ölçüde aşınarak reel olarak %1,9’a düşmesini bekliyor. Bu yıl gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda (Çin hariç) prim büyümesi enflasyon kaynaklı aşınacak. Yüksek hasar enflasyonu nedeniyle faiz oranlarında sıkılaşma 2023’teki toparlanmayı destekleyecek. Buna karşılık, gelişmekte olan piyasalardaki P&C primleri, Çin’deki mali teşvikten yararlanan ticari alanlarda güçlü bir büyüme görülmesi ve toparlanmanın desteğiyle 2022’de %4,3 ve 2023’te %5 ile trendin üzerinde büyüyecek.

HAYAT RİSK PRİMLERİNDE TREND ALTI BÜYÜME

Zayıf ekonomik görünüm, hayat sigortacıları için önemli bir ters rüzgar. Küresel reel hayat ve sağlık prim büyümesinin bu yıl düşeceği öngörülüyor. Swiss Re, önceki tahmini olan %1.8’i %0.7’ye çekti. Ayrıca 2022 ile 2026 arasında tarihsel ortalamanın üzerinde ortalama %3 büyümesini bekliyor.

Hayat risk primleri, 2022’de reel olarak %2,1’lik trendin altında büyüyecek. Trend altı büyümeye rağmen segmentte pandemi sonrası artan risk farkındalığından, küresel ekonomik ve işgücü piyasası normalleşmesinden, çevrimiçi satışlara ve dijital sigortaya geçişin devam etmesinden yararlanmaya devam ettiği için 2023-2026 arasında yıllık ortalama %4,4 büyüme bekleniyor. Hayat sigortası ürünlerine yönelik yapısal talep, pandemi sırasında hayat sigortasının finansal planlamadaki rolüne ilişkin tüketici bilincinin artmasına paralel olarak artmakta. Hayat sigortacıları, garanti ürünlerinden ayrılarak ve koruma risklerini reasürörlere devrederek bilançolarını riskten arındırmaya devam edecek. Swiss Re, hayat ve sağlık sektör kârlılığının 2022’de üç ana faktör tarafından yönlendirilerek orta derecede iyileşmesini bekliyor:

● Yatırım gelirinde iyileşme: Hayat ve sağlık sigortacılarının yatırım geliri, getiri eğrilerinde beklenen artış göz önüne alındığında kademeli olarak artacaktır.

● Koruma ürünlerine yönelik artan talep: COVID-19 salgını, koruma ürünleri hakkında tüketiciler arasında daha fazla bilinç oluşmasına sebep oldu. Bu, önümüzdeki yıllarda hayat primlerinde güçlü bir büyümeyi destekleyecek.

● Hasarda normalleşme: Esas olarak pandemi kaynaklı ölümler nedeniyle 2020 ve 2021’de önemli ölçüde artan hasarın normale dönmesi bekleniyor.

3 ALTERNATİF SENARYO

Swiss Re, “küresel durgunluk”, “1970’ler tarzı stagflasyon” ve “iyimser” olmak üzere üç alternatif senaryo yoluyla sigorta piyasalarını inceliyor. Bu senaryolar içinde küresel durgunluk en olası olumsuz senaryo olmakla birlikte sigorta talebini azaltan ve hasar şiddetini artıran olarak öne çıkıyor. Bu senaryoya göre genele yayılan bir olumsuz etki söz konusu. Ekonomik aktivitedeki keskin yavaşlama, işsizlikteki büyük artış ve finansal piyasa kayıpları sigorta talebini önemli ölçüde azaltıyor. “1970’ler tarzı stagflasyon” senaryosunda, ekonomik aktivitedeki yavaşlama, hem tasarruf hem de grup poliçeleri dahil olmak üzere talebi ciddi şekilde etkiliyor. Bu senaryo hem P&C hem de hayat sigorta şirketlerine olan talebe zarar verebilir. Ek olarak underwriting performansı kötüleşirken yatırım performansı orta derecede iyileşmekte. Üçüncü senaryo olan iyimser senaryoda, daha yüksek reel gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesi ve daha düşük genel enflasyonun yanında iklim değişikliğinin azaltılması ve dijitalleşmeye daha güçlü hükümet yatırımı beklentisi bulunuyor. Böylesi bir ortamda, prim büyümesi ve yatırım getirileri tüm hatlarda daha güçlü olacak.


Whatsapp Destek

zeynep

Merhaba

Size nasıl yardımcı olabilirim?